Hüseyin BİLGİN ( Vergi Müfettişi Ankara)
Şirketlerin Kamu Borçlarından Doğan Sorumlulukları
Şirketlerin Kamu Borçlarından Doğan Sorumlulukları
Gerek küresel ekonomideki gelişmeler gerekse ulusal düzeydeki ekonomik yapı gerekse de COVID-19 pandemi süreci şirketlerin kamuya olan borçlarını biriktirmekte ve zamanında ödeyememe gibi problemlerini beraberinde getirmektedir. Şirketler; Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi, Damga Vergisi gibi asli borçların yanı sıra bu borçlara ilişkin, Vergi Ziyaı Cezası, Gecikme Zammı ve Gecikme Faizleri gibi fer’i borçların vadesinde ödememesi söz konusu olabilmektedir. Bu gibi durumlarda şirketlerin nevilerine göre sorumlulukları değişebilmektedir. Bugünkü yazımızda limited ve anonim şirketlerin ve ortaklarının sorumluluğundan bahsedeceğim.
Limited Şirket Ve Ortaklarının Kamu Borçlarından Dolayı Sorumluluğu Kesinleşmiş vergi borçlarının vergi dairesine ödenmesinden öncelikle şirket sorumludur. Şirket hakkında vergi dairesi tarafından yapılan takip muameleleri sonucunda
kamu alacağının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda limited şirket ortakları hakkında takibe geçilebilir.
Limited şirket ortakları kendileri şirketi yönetebilecekleri gibi dışarıdan müdür atayarak da bunu gerçekleştirebilir. Türk Ticaret Kanunun 623. maddesine göre, limited şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Buna göre limited şirketlerde yönetimi ve temsili şirket sözleşmesinde belirlenmiş olmak kaydıyla, aşağıdaki kişilerin
kanuni temsilci olabilmesi mümkündür:
1- Müdür sıfatıyla tüm ortaklar,
2- Müdür sıfatını taşıyan bir ya da birden fazla ortak,
3- Şirketi yönetim ve temsil yetkisi taşıyan en az bir ortakla birlikte müdür sıfatını taşıyan üçüncü kişi ya da kişiler.
Müdürler, kanunla veya şirket sözleşmesi ile genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda karar almaya ve bu kararları yürütmeye yetkilidirler.
Buna göre limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu iken kanuni temsilcileri (Müdür) durumunda ise takip amme alacağının tamamından, müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre yürütülecektir. (Müteselsilen
sorumlu: Borcun tamamından birlikte sorumlu olunmasıdır.)
Asıl önemli olan husus, limited şirket ortağı ile kanuni temsilcisinin takip sırasında bir öncelik sırası öngörülmemiştir. Bu kişiler ortak değil de üçüncü kişiler olsa bile borçların ödenmesinde ve takip sırasında bir öncelik sırası öngörülmemiştir. Bu durum Vergi Dava Daireleri Kurulu kararıyla Danıştay’da da istikrar kazanmıştır. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.
Yani payı devreden ortak devrettiği tarih öncesi borçlardan sorumlu olur. Sonrası için şirketin borçlarından sorumlu olmayacaktır. Payı devralan şahıslar ise hem devir aldığı tarih öncesi hem de sonrası için şirketin borçlarından sorumlu olacaktır.
Anonim Şirket Ve Ortaklarının Kamu Borçlarından Dolayı Sorumluluğu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 329. maddesine göre, anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan
şirkettir.
A.Ş.’leri idare ve temsil eden “Yönetim Kurulu”dur. Amme alacağının ödenmesinden öncelikle şirket sorumludur. Buna göre, amme alacağının anonim şirket şeklinde örgütlenmiş tüzel kişiliğin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi veya tahsil
edilemeyeceğinin anlaşılması halinde tüzel kişiliğin kanuni temsilcisi konumundaki yönetim kurulu üyelerinin şahsi malvarlıklarından takip ve tahsili cihetine gidilmeden önce, şirket esas sözleşmesinin ve ticaret sicili kayıtlarının tetkik olunması, temsil salahiyetinin aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan murahhas bir veya birkaç üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere bırakılmış olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Yapılacak tespit sonucunda; şirketi temsil salahiyetinin murahhas üye veya üyeler ile müdür olarak üçüncü kişilere bırakıldığının anlaşılması halinde amme alacağının bunlardan takip ve tahsiline gidilmesi, bu durumda diğer yönetim kurulu üyeleri hakkında işlem yapılmaması icap etmektedir.
Şirket esas sözleşmesinde bu şekilde bir görevlendirmeye ilişkin herhangi bir kayıt bulunmaması halinde, yönetimde bulunan tüm üyelerin müşterek ve müteselsil sorumlulukları dikkate alınarak haklarında 6183 sayılı Kanunun Mük. 35 maddesi uyarınca işlem yapılacaktır.
Sonuç Vergi ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanunî ödevleri yerine getirmeyenlerin (kanuni temsilcilerinden) varlıklarından alınır. Sonrasında ise temsilciler veya teşekkülü idare edenler bu suretle ödedikleri vergiler için asıl mükelleflere (AŞ’ye veya LTD’ye) rücu edebilirler. Temsilcinin ödediği vergi için asıl mükellefe rücu
etme hakkı varken cezalar ve fer’i alacaklar (gecikme zammı, gecikme faizi) için böyle bir şey söz konusu değildir.
Görüleceği üzere şirketlerin kamu borçlarındaki sorumlulukları nevilerine göre farklılıklar gösterebilmektedir. Bu nedenle şirketin türü kamu alacakları açısından önem arz etmektedir.
“Soru ve Görüşleriniz İçin İletişim Adresi: bilginhuseyin59@gmail.com”