Mızrak Çuvala Sığmaz
Mızrak Çuvala Sığmaz
Tekirdağ’ın sorunlarını çözmek, halkımızın dertlerine çare bulmak, sıkıntıları ülke gündemine sokmak, çözüm kanalları geliştirmek ve yerelden Türkiye’ye uzanmak üzere 27. Dönem Tekirdağ Milletvekili seçildim. Halkımın oyları ile seçilmiş Milletvekili olarak, halkımdan başka kimseye hesap vermedim, vermem. Edirne’de doğdum, Tekirdağ’da ve Türkiye’nin her bölgesinde hizmet ediyor, çalışıyor ve bundan da gurur duyuyorum. Tekirdağ, hiç kimsenin tekelinde, mülkiyetinde değildir. Edirne doğumlu olmama gönderme yaparak, Tekirdağ’ın sahibiymiş cüretinde bulunmak ya cahilliğin ya da Atatürk’ün ülke sevdasından nasibini almamanın neticesidir. Ülke sevdası, bu toprağın her metrekaresine aynı aidiyet ve bağlılıkla hizmet etmeyi gerektirir. Misak-i Milli’ye bağlıyız. Edirne’den Tekirdağ’a, Erzurum’dan Çorum’a, Balıkesir’den Hatay’a kadar ülkemizin her metrekaresini ziyaret ediyor, vatandaşımızla buluşuyor, sorunlarına çözmek için var gücümüzle çalışıyoruz. TBMM’deki Vekil Odamıza, sadece Tekirdağ’dan, Edirne’den, Kırklareli’nden değil yurdun dört köşesinden vatandaşlarımız gelmekte, sıkıntılarını anlatmaktadır. Erzincan Tercanlı çiftçiler, kendi ilinin vekillerinden umutlarını kesip, sorunlarının çözümü için bizleri ziyaret ediyorsa, yolumuzun da rotamızın da doğru olduğunun en güzel kanıtıdır.
Yaşadığım, çalıştığım, hizmet ettiğim ve halkımızın teveccühü ile Milletvekili olarak seçildiğim Tekirdağ’ın sorunlarını her koşulda gündeme getirmek, vatandaşımın yanında olmak, onların derdini dert etmek; boynumun borcudur. Halkımıza hizmet etmek için seçildik, TBMM’de bunun için yemin ettik.
Ödediği vergi ile aynı oranda hizmet almayan Tekirdağ’da karayollarından okullara, hastanelerden çevre sorunlarına kadar pek çok noktada ağır sorunlar yaşanmaktadır. Tarım sektörü krizdedir. En değerli tarımsal araziler, plastik sanayiye peşkeş çekilmektedir. Kim ne derse desin bu sorunları gündemde diri bir şekilde tutmaya devam edeceğiz.
Gıda enflasyonu açısından OECD ülkeleri içinde zirveye oturan Türkiye’de hayat pahalılığı yediden yetmişe herkesin belini bükmüştür. Vatandaşımız, kilo ile sebze-meyve aldığı dönemleri geride bırakarak, tane ile alım dönemine geçmiştir. Hayat pahalılığının en önemli kalemi haline gelen gıdada büyük bir kriz yaşanmaktadır. Trakya; buğdayda ve ayçiçek üretiminde Türkiye’nin önde gelen bölgeleri arasında yer almaktadır. Verimli arazileri ile büyük potansiyel sunan Tekirdağ’ın çiftçisi yaşadığı sıkıntılar karşısında yalnız bırakılmaktadır.
Kurban Bayramı döneminde kendini göstermeye başlayan çayır tırtılı, adım adım tarlaları sarmaya başlamıştır. İl Müdürlükleri, büyüyen tehlikenin farkına varamamış, çiftçileri uyarmamış, önlem almamıştır. Bu tehlikeye karşı çiftçimizi uyaran ilk isimler arasında yer aldım. Çiftçilerimizin tarlalarını kontrol etmesini, acilen ilaçlamaya geçmesini istedim. Süleymanpaşa’da, sıkıntının büyüdüğü köyleri tek tek ziyaret ettim. Tarım ve Köyişleri Bakanı Vahit Kirişci’yi telefonla arayan ilk milletvekillerinden biri şahsım olmuştur. Drone ve uçakların bölgeye sevk edilmesini, acil ilaçlama yapılmasını, Trakya’nın Afet Bölgesi ilan edilmesini, zararların tarımsal sigortada karşılanmasını istedim. Uyarılarımız sonucunda önce iki drone Bölge Tarım Kredi Kooperatifi’ne gönderilmiştir. Konuyu etkin bir şekilde yerel ve ulusal medyaya taşıyarak, Bakanlık üzerinde baskı kurmaya çalıştık. Nitekim uyarılarımız sonrasında Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Nihat Pakdil, bölgeye gelmiştir. Ancak “rüzgâr gibi” gelen Pakdil, “rüzgâr gibi de gitmiştir. Kapsamlı ziyaretler yapamadığı için sorunun büyüklüğünü görememiş, ayçiçek rekoltesinde kayıp olmayacağını iddia edecek kadar, gerçeklerden kopuk açıklamalar yapmıştır. Ancak MIZRAK ÇUVALA SIĞMAZ, gerçekler balçıkla kapatılamaz.
Vatandaşlarımız “drone”ları ve tarım ilaçlamaları kendi ceplerinden karşılamaktadır. Bakanlık, sübvanse etmemektedir. Drone’lar yetersiz olduğu için çiftçilerimiz yer araçları ve traktörler ile ayçiçeklerini ezerek ilaçlama yapmaktadır.
İlaçlamalar tek elden ve merkezi yönetimle yapılmadığı için bölgedeki arılar yok olmaktadır. Bilimsel ölçütlere göre yapılmayan ilaçlamalar nedeniyle arıcılık yapan üreticilerimiz büyük zarar görmektedir. Telefonlarımız susmamaktadır. Çiftçimiz, “Tırtılların, ayçiçeklerin başlarına kadar ilerlemesini niye beklediler? Kurban Bayramı’nda niye uyudular, Bakanlık, İl Müdürlüğü ne işe yarar” sorularını yöneltmektedir. Çaresiz kalan çiftçi, bizleri aramaktadır. Bize gelen talepleri hem medyaya taşımak hem de Tarım İl Müdürlüğü’ne aktarmak, görevimizin gereğidir.
Çayır tırtılı sorunu ilimizde halen bitmemiştir. Trakya’yı da aşarak, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Bilecik, İstanbul, Sakarya illerine sıçramıştır.
Siyaset, kişisel husumet ve hırsla yapılmaz. Demokrasi, çok sesliliktir. Eleştirilere tahammül etmek, eleştirilere kulak vererek, çözüm yolları geliştirmek, demokrasinin bir parçasıdır. Cumhurbaşkanlığı sisteminde yandaş medya üzerinden muhalefetin sesini kısan, gerçekleri örtbas eden AKP Yönetimi, yolun sonuna geldiği için “hırçınlığını” arttırmıştır. Tekirdağ AKP İl Yönetimi; bizleri susturamaz, yıldıramaz, yolumuzdan döndüremez. Vatandaşın ayçiçeğinden ve bir yıl boyunca emek verdiği diğer tüm ürünlerden “EKMEK” yemesinden başka derdimiz yoktur.
Dr. İlhami Özcan AYGUN
CHP Tekirdağ Milletvekili