"İsrail'le Ticaret Filistin'e İhanet"
"İsrail'le Ticaret Filistin'e İhanet"
7 Ekim’den bugüne tüm dünyanın gözleri önünde Filistin halkı atalarından miras kalan kendi topraklarında bir soykırıma maruz bırakılıyor. İstilacı ve katliamcı İsrail devletinin kana susamış ordusu insanlığın asırlardır üzerinde ittifak ettiği ahlaki ve insani ilkeleri çiğnemek konusunda hiçbir tereddüt göstermiyor. İşledikleri cinayetleri aynı zamanda 2 milyara yakın
Müslüman dünyanın değerlerini çiğneyerek şımarıkça kayda alıp yayınlamak noktasında da
korkularının olmadığı görülüyor. Onlara bu cesareti ve özgüveni veren şeyin geri kalan dünyanın 3 maymunu oynaması olduğunun şuurundayız. Gazze halkı meşru direnişini ortaya koyarken onları yaralayan bir diğer nokta geri kalan dünyadaki iktidar ve sermaye sahiplerinin bu ahlaksız orduya ve devlete verdikleri destek, halkların suskunluğudur.
100 yıla yakındır kendi topraklarında uğradıkları zulmü dünyaya duyurma noktasında çaba sarf eden Gazze halkı bulundukları coğrafyada Müslüman kardeşleri tarafından tarif edilmez bir yalnızlığa mahkûm edilmiş durumdalar. Mübarek Ramazan ayında havalarda uçuşan kardeşlik ve dayanışma edebiyatının Gazze’nin sınır kapılarına takılması bir yüzyıl utanç
vesikası olarak sokaklarımızı esir alacaktır. Açlıkla boğuşan çocukların kaybettiği tebessüm İsrail’le ticareti ve siyaseti kesmeyen sermaye ve iktidar sahiplerine ve tepkisiz kalan halkların kalplerine bir vicdan oku gibi saplanmalıdır. Gazze içimizdeki yara değildir! Gazze insanlığa dair son umut ve son kaledir! Kutsal Ramazan günlerinde açlıktan ölen her çocuk,
her annenin ağıdı, her babanın çaresizliği yitip giden özümüzün ve bir daha gelmemek üzere kaybolan değerlerimizin bize ihanetimizi hatırlatmasıdır.
Utanıyoruz çünkü ülkemiz, işgal rejimine hayat veren ticari ilişkileri sürdürüyor. Bugün, Gazze halkı açlıkla mücadele ederken, işgal devletinin sebze ve meyve ihtiyacının %55’i, Türkiye’den karşılanıyor. Gazze’de kuvözdeki bebekler elektrik yokluğundan hayatını kaybederken, Zorlu Holding İsrail’e elektrik satmaya devam ediyor. İşgal ordusunun uçakları
Filistin halkının tepesine bombalar yağdırırken, İçdaş İsrail’in ihtiyaç duyduğu çeliği tedarik ediyor. Gazze işgalciler tarafından yerle yeksan edilmişken, Limak ve Akçansa işgalin çimento ihtiyacını karşılıyor. İsrail’in petrol ihtiyacının yüzde 60’ı Kazakistan ve Azerbaycan’dan sağlanıyor. Katil uçakların ve tankların depolarını dolduran bu petrol Bakü-Ceyhan-Tiflis boru hattı aracılığıyla Ceyhan’a taşınıyor. Ceyhan’dan da SOCAR tarafından İsrail’e naklediliyor. Utanıyoruz ve kahroluyoruz! Hiçbir siyasi ve ekonomik kazanım Gazzeli çocukların sokaklarda özgürce koşturmasından, bir babanın elinde çikolata ile eve gelirken duyduğu heyecandan, annelerin pencere kenarında çocuklarını düşlemesinden, abilerin
kardeşini korumasından, ablaların gece terleyen kıyafeti değiştirmesinden daha değerli değildir. Ramazan’da misafir olunan komşunun veya akrabanın sofrasında konuşulan anıların değeri satılan çeliklerin ve betonların ağırlığından fazladır.
Dostluğu ve kardeşliği borçlu olduğumuz halklar katledilirken ölümden ve kandan yana olmak tarihe, doğaya, kentlere, inşa edilmiş mabetlere, mayıs ayında açan çiçeklere, tertemiz akan nehirlere ihanettir. İsrail’le Ticaret Filistin’e değil sadece kendi tarihsel tecrübemize ve insanlığın değerlerine de ihanettir. Yükselen bir dua ya da nedeni belli bir sevinç gibi 10
Mart’ta sokaklara, medyanlara, çay ocaklarına, banka kuyruklarına, Bakanların yüzüne, AVM önlerinde sermaye sahiplerine seslendiğimiz gibi 24 Mart Pazar onlarca yerde yine haykıracağız:
İsrail’le ticarete kesin bir son verilmelidir. İsrail her açıdan kaskatı bir boykot duvarıyla çepeçevre sarılmalıdır. Ticaret, diplomasi, eğitim, sanat, spor, sağlık, akademi gibi hayatın her alanında İsrail’e geçitsiz ve tavizsiz bir abluka uygulanmalıdır.
Gazze’nin her yerine kesintisiz ve yeterli insani yardım ulaştırılması sağlanmalıdır. Gazze halkı göz göre göre açlıktan ölmeye terk edilmemelidir.
İsrail’i koruyan ABD’nin ve NATO’nun etkisinden kurtarılmalıdır. Kürecik Radar Üssü kapatılmalıdır. İncirlik Üssü’ndeki ABD askerleri ülkelerine gönderilmelidir. Bu ülkede, bu kadim topraklarda soykırım destekçilerinin askeri ve siyasi güçlerine yer bulunmamaktadır.
Nehirden Denize Özgür Filistin için tüm halkımızı vicdani, insani, ahlaki ve İslami görevini yapmak için bulundukları yerde meydanlara, sokaklara davet ediyoruz.
Kaynak: Haber merkezi