CHP Partisi Tekirdağ Milletvekili Yontar Sağlık’ta Sistem Çökmüş durumda
CHP Partisi Tekirdağ Milletvekili Yontar Sağlık’ta Sistem Çökmüş durumda
107 sıra sayılı sağlıkla ilgili Kanun Teklifi'nin 16'ncı maddesiyle Bakanlığın, ruhsatlandırma öncesinde tahlil edilmek üzere numunelerin gönderilmesinden vazgeçtiği hususu üzerine söz aldı.
Bu, ilaç şirketlerinin uzun zamandır istediği bir değişiklik olup halk sağlığı açısından sakıncalıdır. Tıbbi bir ürün piyasaya sunulmadan önce mutlaka analiz edilmelidir, eğer analiz edilmeyecekse ilaç şirketlerinin ruhsat başvuru evraklarıyla yetinilmemeli, bilim insanları tarafından hazırlanan raporlar ruhsatlandırma sürecinin bir parçası olarak kanun teklifine eklenmelidir.
Değerli arkadaşlar, konumuz sağlık fakat AKP iktidarınız döneminde hıfzıssıhha merkezlerini, "Depreme dayanıklı değil." diye bazı devlet hastanelerini ve ordumuzun belkemiği olan askerî hastanelerimizi kapattınız; bunların yerine hastayı para ve kâr olarak gören ve iktidarınızın çok övündüğü hasta garantili şehir hastanelerini yaptınız.
Kurtuluş Savaşı'mızdan sonra, 27 Mayıs 1928 tarihinde kurulan Hıfzıssıhha Merkezi 2011 yılında hiçbir neden yokken kapatıldı. Merak ediyorum, neden? İki yıl süren pandemi bize böyle bir merkezin ne kadar zorunlu olduğunu yaşayarak gösterdi; bilime karşı olduğunuz için bu merkezi açmak adına da bir adım dahi atmadınız. Hâlbuki bu merkez, yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi ilaç ve aşı testlerini yaparak üretmekte, hatta yurt dışına aşı ihraç etmekteydi.
1898 yılında Osmanlı tarafından kurulan ve Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı olan Gülhane Askerî Araştırma Hastanesini ve diğer askerî hastaneleri de ani bir kararla 2016 yılında Sağlık Bakanlığına devrettiniz. Orduda meydana gelen yaralanmalarda, sınır ötesi operasyonlarda yaralanan ve sadece askerimize hitap eden, tedavi olabilecekleri bir hastanemiz olmadığı gibi, yetişen tıp doktorlarımız da mevcut değildir.
Tekirdağ'a gelecek olursak, açılan şehir hastanemize Trakya bölgesinde tek olması dolayısıyla en fazla hasta müracaatı mevcut fakat bu hastaları muayene edebilecek başta göz, nöroloji, kardiyoloji, genel cerrahi, beyin cerrahisi olmak üzere birçok bölümden randevu almak neredeyse imkânsız, hatta ve hatta bu alanda doktor sayımız yetersiz.
Şehrimizde Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi bina olarak yetersiz kalmakta, yeni bir ek binaya ve onkoloji hastanesine ihtiyaç duyulmaktadır. Üniversitede hemşire ve personel sayısı artırılmalı, patoloji, radyoloji, onkoloji, plastik cerrahi, göz, psikiyatri ve çocuk cerrahisinde bulunan eksiklikler giderilmelidir. Doktorsuzluk yüzünden üniversitemizde bölümler kapatılmaktadır.
Sağlık Bakanlığı Hekim Randevu Sistemi ve ALO 182'den randevu almak neredeyse imkânsızdır, hatta neredeyse altı ay sonraya randevu verilebilmektedir. Biz vekiller hastalar için randevu almaya çalışmaktayız. İktidar vekilleri olarak randevu sisteminin çalışmadığını sizler de biliyorsunuz, sizlere de bu isteklerin geldiğine eminim.
Malzeme olmaması sebebiyle ameliyatlar iptal edilmekte ya da malzemelerin hasta tarafından temin edilmesi istenmektedir. Mecburi hizmetle atanan uzman doktorlar bile hastanelerdeki bu açığı kapatamamaktadır.
Eskiden Tekirdağ Süleymanpaşa'daki diş hastanemizde hastalara implant takılırken şimdi bu malzemenin çok pahalı olması dolayısıyla bu hizmet yerine getirilmemekte ve kaldırılmıştır.
69 bin nüfusu olan Ergene ilçemizde yeri belirlenmiş olmasına rağmen on yıldır hastanemiz yapılmamakta. Sürekli hastane yapmakla övünen iktidar Ergene'ye neden hastane yapmıyor? Ergenelileri ölümle tehdit edip sıtmaya mı razı etmeye çalışıyorsunuz?
Dile getirdiğim gibi Tekirdağ'da bir onkoloji hastanesi kurulması hususunda Bakanlığınızca başlatılan bir çalışma var mıdır?
Kanser vakalarının çok arttığı Tekirdağ'da özellikle Ergene Nehrinin geçtiği güzergâhta içme sularının ve toprak kirliliğinin denetimleri hangi sıklıkla yapılmaktadır? Denetimler yapılıyorsa sonuçları kamuoyuna neden açıklanmamaktadır?
Değerli arkadaşlar, ekonomik zorluklar toplumun tüm kesimlerini zorlamaktadır. Hayat pahalılığıyla mücadele eden emekliler sağlık harcamalarıyla da ezilmektedir. Özellikle emeklilerimizin ve engelli vatandaşlarımızın her türlü sağlık hizmetlerine ücretsiz ulaşabilmesi amacıyla aylıklarından yapılan ilaç, protez, reçete, muayene gibi katkı paylarının acilen kaldırılması gerekmektedir.
Sağlıkta şiddetin dozu her gün artmakta ve fiziksel şiddet artık dayanılmaz noktadadır. Türk Tabipleri Birliği verilerine göre 2023 yılında iyi hâl başvurusu yapan 3.025 hekim vardı, bu sayı on yıl önce 90'dı.
Sağlık çalışanlarımıza uygulanan şiddet, liyakatsiz atamalar, yöneticiler tarafından uygulanan mobbing, hekim başına düşen hasta yoğunluğu, mesleki itibar kaybı, alınan ücretin yetersizliği, özgürlük ve yaşam alanlarının daralması ve yaşam tarzına müdahaleler gibi sebepler doktorlarımızı yurt dışında çalışmaya iten ve düzeltilmesi gereken nedenlerden bazılarıdır dedi.